13 haftalık hamileyim ve farklı bir ülkedeyim. Neredeyse 3 sene önce Tane’ye hamile kaldığımda İstanbul’daydım, doğum konusunda çalışıyordum. Doğumum için hayallerim, ‘özel’ isteklerim vardı. Çok güzel ve huzurlu bir hamilelik geçirdim ama ilk trimesterde endişeliydim. Endişe konum ise doğumumdu. Ben bu ortamda nasıl doğuracaktım? Hiç bir doktor, hiç bir hastane bana göre değildi. Türkiye’de doğal doğum ile ilgili herşeyi biliyor, herkesi tanıyordum ama yine de endişeliydim. Malum Türkiye’de istediğiniz gibi bir doğum için uğraşmak, çabalamak gerekiyor. Seçeneklerimin hiç birinden memnun değildim. Yurtdışından bir ebe davet edip onunla evde doğurmayı bile değerlendirmiştim (ki bunu yapan anneler artık çok da az değil). Sonunda yolumu buldum, herşey içime sindi ve istediğim gibi bir doğum yaşadım. (Doğum hikayem burada.) Ama o ilk aylar çok sıkıldım.
Şimdi yine hamileyim ama Almanya’dayım. Burada herşey çok farklı. Bu sefer endişesiz miyim? Hayır. 🙂 Zira ilk trimester gebesi endişelenecek birşeyler buluyor. Ama endişe konularım bambaşka. Umarım birkaç haftaya yine enerjik, mutlu 2. trimestere adım atacağım! Tabii herkesin hamileliği farklı. Bu trimester teorileri her zaman işlemiyor. Kimi hep rahat, hep huzurlu; kiminin bütün hamileliği zor geçiyor.
Buradaki doğum ortamı bizdeki eksikleri iyice gözüme soktu. Azıcık anlatmak istedim ebelik sistemini. Hep Hollanda’dan, Kuzey Avrupa ülkelerinden bahsediyoruz hayranlıkla, oralardan örnekler veriyoruz. Belki Avrupa’nın en iyisi değil Almanya ama o kadar çok şey var ki bizde olmayan!
Bir kere herkesin bir ebesi var. Doğuma doktor girmesi diye birşey acil veya riskli durumlar dışında yok. Hamileliğinizde sizi takip eden doktorunuzun doğuma katılması söz konusu değil (Eğer doktorunuz doğum yapacağınız hastanede çalışmıyorsa.) Zaten normal gelişen hamileliklerde ultrasonlarınız hariç doktora gitmeniz de gerekmiyor. Hamilelik boyunca 3 tane ultrason öneriliyor, bizdeki gibi her doktor ziyaretinde değil. Bir çok kadın bir ay muayeneye doktorlarına, ertesi ay ebelerine gidiyor. Veya ebeniz evinize geliyor!
Çeşit çeşit ebe var burada. Yalnızca ev doğumlarına katılan bağımsız ebeler, çeşitli hastanelerle anlaşması olan ve hastanede doğumunuza katılabilecek ebeler (bizdeki ziyaretçi doktor gibi), yalnızca doğum öncesi veya doğum sonrasında size yardımcı olan ebeler…Eğer kendinize özel bir ebe seçmezseniz doğum için gideceğiniz hastanede yine orada çalışan ebelerle doğum yapıyorsunuz.
Bir de tabii doğumevleri var. Eviniz gibi bir ortamda doğum yapmak istiyorsanız, ama eviniz müsait değilse bu doğum evlerinde doğurabiliyorsunuz. Bu yerler son derece basit, bizim DOUM gibi yerler. Doğuma hazırlık var, yoga var, doğum sonrası destek var, bir de fazladan 1-2 yatak odası. Doğum bu odalarda oluyor. O gece kalıp, ertesi gün evinize geçiyorsunuz.
Buradaki sistemin en büyük artılarından biri de eve geçtikten sonra başlıyor. Doğumdan sonraki ilk ayda ebeniz sizi ortalama 15 kere ziyaret ediyor! İlk 10 gün gerekirse onu günde iki kere bile çağırabiliyorsunuz. Doğum sonrası olası şikayetleriniz, bebeğinizle ilgili sorularınız, emzirme…Ebeniz her konuda evinizde destek veriyor. Bu bizde çok büyük eksik. DOUM gibi merkezler emzirme danışmanları, doulalar, ebelerle bu eksiği kapatmaya çalışıyor. Sağlık ocaklarımız bir takım hizmetler veriyor ama çoğu bölgede bu evinize yapılan, kapıdan ’emziriyor musun?’ diye sorulan bir ziyaretten öteye gitmiyor. (Daha fazlasının yapıldığı sağlık ocakları, güzel örnekler varsa lütfen burada paylaşın, haber yayılsın.)
Tabii buradaki en güzel şey de bütün bunları sigortanız karşılıyor! Sosyal devlet doğumdan sonra ebenizin evinize 15 ziyaretini, doğuma hazırlık eğitiminizi, doğum sonrası jimnastiğinizi, hatta doğumdan sonra bir süre evinize temizlik ve yemek için gelecek yardımcının masraflarını karşılıyor! Sigortanızın ödemediği tek şey ebenizin 38 ve 42. haftalarınız arasında 1 ay boyunca doğumunuz için nöbette olmak için istediği ücret. Eğer ebenizin doğumunuza katılacağından emin olmak istiyorsanız bunun için ufak bir ücret ödüyorsunuz. Ufak diyorum çünkü buradaki refah seviyesi ve Türkiye’de doğum için yapılan masraflar gözönüne alındığında bu ücret hiç birşey değil.
Yani durum Türkiye’ye göre çok iyi, seçenekler çok çeşitli. Ama burada da ebeler için herşey güllük gülistanlık değil. Son birkaç yılda artan sigorta primleri nedeniyle bağımsız ebelerin birçoğu doğum yapmayı bırakıyor. Ayda çok sayıda doğuma katılan genç bir ebe değilseniz bu primleri ödemek ekonomik açıdan manalı olmuyor. Bir sürü ebe de geçimlerini doğum öncesi ve sonrası çalışmalardan sağlamak üzere doğum yaptırmayı bırakmak zorunda kalıyor. Ebeler ve kadınlar isyanda ama durum tabii ki bizdekiyle karşılaştırılamaz.
Durum bu olunca ben de kendimi burada hamile cennetinde hissediyorum. 1-2 aydır 5 tane ebe ile tanıştım, görüştüm. Hangisi ile doğum yapsam diye düşündüm. Bu hafta en çok içime sinende karar kıldım. Öbür 4 ebe ile doğuramaz mıydım? Valla hepsiyle çok da güzel doğururdum bence. Onlardan bir tanesi İstanbul’da olsaydı Tane’ye hamileyken hayatta da kaçırmazdım!
Umarım herşey yolunda gider, güzel gelişir; ben de ebeyle doğumun tadına varırım bu sefer!
Başak Kutlu Atay
Hamile Yogası ve Doğuma Hazırlık Eğitmeni
www.do-um.com
Not: Bir süreliğine Almanya’dayım ama DOUMda herşey eskisi gibi devam ediyor. Ben de buradan destek veriyorum.
Read Full Post »